Haber

İmamoğlu: İstanbulluların başına bu facia gelmesin

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, İstanbul Sarsıntı Çalışma Kümesi Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu’nun açıklamasından satırbaşları şöyle:

GİZLEMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ BASİT GERÇEK: Bugün gündemimizdeki konuların hiçbiri bizim için yeni ya da aklımıza hiç gelmemiş konular değil. Türkiye depremler diyarı olduğu için İstanbul da depremler şehridir. Binlerce yıldır böyleydi ve bundan binlerce yıl sonra da öyle olacak. Çok uzun zamandır çok iyi bildiğimiz basit bir gerçek. Asla değiştiremeyeceğimiz ve birlikte yaşamak zorunda olduğumuz bir gerçektir. Bunlar ne yazık ki devlet, kurum ve vatandaş olarak örtbas etmekle yetindiğimiz apaçık gerçeklerdir.

KENDİNİ HATIRLAYINCA, FATURASI GÜZEL OLUR: 99’dan bugüne 7-8 acı felaketi bir arada sıralayabiliriz. Buna rağmen onbinlerce insanımızın hayatını kaybettiği bir afetten bahsediyorsak ve İstanbul’umuzun eksiklikleri üzerine bir gündemle toplansak çok acı. bizim için. Bu aynı zamanda bu gerçekler karşısındaki duruşumuzun da bir özetidir. Çoğu zaman görmezden geldik ve ısrarla anlamak istemediğimiz bu gerçekleri unutmayı başardık. Kendine her hatırlattığında faturası çok acı oluyor.

25 YAŞ ALTINDA EN KORKUNÇ BÖLÜM: İstanbul’un yakın gelecekte neler olacağını konuşmak yetmedi, harekete geçmek gerekiyordu. İstanbul Planlama Teşkilatı’nın buradaki ve dışındaki uzmanların bizi uyardığı gibi, İstanbul yakın gelecekte iddia edebileceğimizden çok daha büyük bir risk altındadır. Ne zaman ve ne ölçüde olacağı belirsiz. Biz ne kadar rahatlamak istesek de vatandaşlarımız çok sıkıntılı. Yaptığımız tüm araştırmalarda en titiz grup 25 yaş altı. Halkımızın en büyük endişesi konutunun sağlamlığı.

DEPREM SONRASI 100 BİN KİŞİ BAŞVURU YAPTI: Muhtemelen aksilikleri unutmak istiyoruz, böyle bir ruh halimiz var ama istesek de istemesek de apaçık gerçekler peşini bırakmıyor. Kaygı duygumuzun nasıl arttığına dair fikir vermesi için birkaç veri paylaşmak istiyorum: Son 3 yılda görevlendirdiğimiz gruplarımız 107 bin binayı tek tek gezdi. Ama acı bir fatura var, sadece 29 bin bina sahibi girmemize izin verdi ve o ziyaretlerde muayene olmayı kabul etti. yüzleşmek istemiyoruz. Maraş depreminden sonra bize başvuran vatandaşlarımızın sayısı birkaç gün içinde 100 bine ulaştı. Bu korkuyu hafife alamayız. Vatandaşlarımız korkmakta haklı. Daha önce gerekli önlemlerin alınmadığı ve sonrasında hızlı müdahalenin yapılmadığı bir afet ve kaos ortamında kaybettik. Bu görüntüyü gören hiçbir vatandaş hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edemez. Hiçbir yönetici devam edemez. Hiçbir şey aynı olamaz.

KADER DEMEYELİM, AKIL VE BİLİMLE dalga geçmeyelim: Hepimiz kafamızı ellerimizin arasına alıp ciddi bir şekilde düşünmenin zamanının geldiğinin farkında olmalıyız. Bu büyük felaket bizi kendimize canlı getirmeli. Herkesi yeniden düşünmeye, yeniden tasarlamaya ve yeniden kararlar vermeye teşvik etmelidir. Bize yetki veren vatandaşlarımızla bir senet imzaladık. Vatan canını, malını, geleceğini bize emanet etti. Bu emanetleri koruma sözü verdik. Kural, hepimizin, yönetimin ne anlama geldiğini hatırlamamızdır. Aklın ve bilimin yolundan gittiğimizde çözemeyeceğimiz sorun yoktur. O halde şans deyip akılla ve bilimle dalga geçmeyelim.

HAREKETE DAVET EDECEĞİM, NE OLURSA OLSUN İZİN VERMEYECEĞİM: Önümüzdeki günlerde çok kapsamlı bir açıklamayı, yol haritamızı paylaşacağım, vatandaşlarımızı bir seferberlik sürecine davet edeceğim. Bu açıklamayı daha önce de yapabilirdim ama yaşadığımız bu felaketten sonra öğrendiklerimize bilimsel aklın bize gösterdiği şekilde yaklaşımımızı daha aktif hale getirmek istedik. Sık sık sallama alanımıza gittim ve orada 7. günümü tamamladım. Devam edeceğiz. Gördüklerimin benim için bir iç hesaplaşma olduğunu söylemek isterim. İstanbulluların başına bu trajedinin gelmesine ne pahasına olursa olsun izin vermeyeceğim. Bunu hepinizin huzurunda tekrar beyan ediyor ve söz veriyorum.

FATURA 360 MİLYAR DOLARI AŞABİLİR: Bugün, İstanbul’u sarsıntıya doğru dürüst hazırlamak için Türkiye’nin gayri safi milli hasılasının üzerinde bir kaynağa ihtiyaç var. Bir evin maliyetinin 1 milyonun üzerinde olduğu bir ortamda 90 bin ağır veya çok ağır hasarlı binadan bahsediyoruz. Daha fazlası ile rekabet etmemiz mümkün. Yıkılan binalarımızı güçlendirmenin maliyeti 360 milyar lirayı geçebilir. Bu da büyükşehir belediyemizin yıllık bütçesinin neredeyse üç katı. Bunun ötesinde maliyeti yüksek işler yapmamız gerekiyor. Devletimize bir çağrıda bulunmak istiyorum, hep birlikte şehirleri rahatlatmak için çalışalım. (HABER MERKEZİ)

duzkoyhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu